Böyle bir maçı yazmak kolay mı? Al kağıdı kalemi... Sen dene lütfen...
Rüyanda görsen inanamayacağın bir mağlubiyeti yorumlamak...
Önce dünün, bu kadronun özeli ve gerçeği ile başlayalım.
'1 ve 5 numaran olmadan kazanamazsın' söylevi ne kadar gerçekse, bugünün basketbolunda dışarıdan şut atmadan, sokmadan kazanamayacağın da bir o kadar doğru, başka bir gerçek... Özellikle de Avrupa Şampiyonası finalleri oynuyorsan.
Bir molada, kulağınıza çalınmıştır Tanjeviç'in sözleri: "Hallo, hajmo... Put the balls inside."
Haydi, indirelim topları içeriye.
İndiriyoruz indirmesine ama içeri yardım, rotasyon gelince doğal olarak o toplar dışarıya çıkıyor.

ERSAN DAHA ETKİN OLMALI
O boş, açık pozisyonlarda atmayıp da tekrar içeriyi zorlayınca çok düşük performans ve doğru olmayan seçimlerle hücum ettik durduk...
O kaçan şutlar ve verimsizlik, savunmada olması gereken inançtan çok uzak tuttu bizi... (Finlandiya 10 hücum ribaundu aldı) Çok kolay pota altı basketleri verdik.
Sinan'dan dış isabet yüzdesi beklemek, Serhat'ın attığına, kaçırdığına maçın umudunu bağlamak, onlara yapılan bir haksızlık, fazladan yük taşıtmak bence...
Doğuş'un hiç atmadığını, Emir'in tercih etmediğini düşünürsek, Kerem Gönlüm-Ender ikilisinin ikili oyunları gecenin yüz akı olsa da tüm turnuvayı tek başına taşımaz...

NEDENLER İYİ OKUNMALI
Ersan'ın daha etkin oynaması ve uzunlarımızın hücum ribandu yaratması kısırlığa çözüm getirecektir.
Gecenin tek gülümseyen konusunu, 'basketbol matematiği'nden çıkartabiliriz...
Koş koş at ile oynayan Finlandiya'nın diğer maçlarda bu başarıyı kolaylık ile yakalamayacağını düşünürsek, bir üst gruba bu maçın mağlubiyetini taşımayacağız demek hayalcilik olmayacaktır...
Eğer dün gece, "Bunlar da nereden çıktılar" dediğimiz Finliler ve yüzlerce taraftarı başka sürprizlere imza atmadığı veya biz eksik Ruslara veya İtalyanlara yenilerek bir başka sıkıntı yaratmadığımız takdirde...
Keyifsiz başlangıcın nedenlerini iyi okuyabilir, yorumlayabilirsek bu mağlubiyetten ciddi dersler çıkarabiliriz...