Sezonun ilk yarısında unutulması gereken bir Şampiyonlar Ligi performansı ve dün akşam karşılaştığı Antalyaspor maçına kadar ligde büyük kayıplar yaşayan, evindeki namağlup unvanını Başakşehir maçında yitiren bir Galatasaray vardı. 5-0 biten Antalya ile başlayan ve 2-2 biten Sivas maçıyla sona eren serideki futbol ve liderle aradaki 3 puan fark şampiyonluk umutlarını yeşertmişti. Galatasaray geriden gelirdi, sloganı da 'Mayıslar bizimdir'di. Olanları biliyorsunuz, mayısta futbol oynanmadığını da... Dün akşama dair söylenecek çok şey yok aslında. Sakatlık zincirinin son halkası Emre Akbaba oldu. Kabul edelim sezon başından beri Galatasaray sakatlıklardan çok çekti. Ama transferdeki kiralık politikasının bu sezon işe yaramadığı ortada. Kasasında para olmayan bir kulübün bonservis ödeyemeyecek durumdayken oyuncu kiralaması elbette ki doğal. Size bir transferi hatırlatayım; 10 yıl önce Juventus ligi 15 mağlubiyetle tamamlamıştı. Ertesi sezon 10 mağlubiyet aldılar. İkinci sezonda ligin en kötü performansı ödülü verilen Felipe Melo'yu kiraladı Galatasaray. Terim, oyuncunun Fiorentina günlerini yakından takip etmişti. Tam isabet oldu. Melo, Galatasaray'a gelip şampiyon olurken o iki sezonda 25 mağlubiyet alan Juventus ne yaptı derseniz, namağlup şampiyon oldu ve bu sezon da arka arkaya dokuzuncu şampiyonluk kupasını müzesine götürdü. Kiralık olan Melo'nun Galatasaray ile arasındaki aidiyeti, bu sezon kiralık gelenlerin hiçbiri ve hatta bonservisi alınan Falcao da dahil olmak üzere sahaya yansıtamadılar. Nzonzi devre arasında, Onyekuru sezon bitmeden gitti. Lemina bir var, bir yoktu. Seri, o sekiz maçlık serinin kahramanıydı. Falcao da pandemi döneminde kepenk indirdi. Şimdi Florya'da bir 'Z raporu' alınacaktır. Transfer edilecek oyuncuların yetenekleri ve kariyerleri kadar karakterleri de çok mühim. Bu sezondan çıkartılacak ders budur.