Galatasaray ve Fenerbahçe ile oynayan takımlar maçlara çıkmadan önce psikolojik olarak çökmüş oluyorlar. Böyle bir olay hakemlerde de başladı. Onlar da bu iki takımdan etkileniyorlar. Aslında hakemlerin sosyal medyayı, görsel ve yazılı basını takip etmemeleri lazım. Ancak önceki gün ve dünkü maçları izledikten sonra hepsi inanılmaz takip ediyorlar. Bu cümleyi de tecrübelerime dayanarak yazıyorum; mesela Beşiktaş maçının hakemi, "Beşiktaş'a bir şey olursa yanlışlıkla, ben yandım" havasındaydı. Çünkü Beşiktaş'ın takımı Galatasaray ve Fenerbahçe ayarında değil. Bir de yönetim-seyirci olayları çıkınca futbolcular da sahada psikolojik olarak rahatsızlar. Bir penaltı verdi Beşiktaş'ın lehine, bir daha baksın bakalım verir mi? Hadi o verdi, VAR'daki ne iş yapar? Bu geçtiğimiz aylarda kellesi koparılacak hakemler arasında dün VAR'daki Mustafa Öğretmenoğlu bulunuyordu. Bunlar hep sahnedeler. Zahmet edip hakemi VAR'a çağırmadı. Niye, korkuyorlar...
Sonra Fenerbahçe maçı başladı. Zaten iki takım arasında teknik olarak büyük fark var. F.Bahçe rahat rahat sahada her şeyi yapıyor. Farkı artırabilir ama herhalde Avrupa maçları onları biraz yıpratmış. Çünkü önceki gün Galatasaray'da da bu görüntü vardı.
Mesela Fenerbahçe maçında da bir penaltı pozisyonu var Dzeko'nun kazandığı. Dikkatli baktığınızda verir misiniz vermez misiniz? Ben olsam vermem. Fenerbahçe'nin de zaten buna ihtiyacı yok.
Yani bakınız üç maç… Cumartesi günü Muslera atılır, Beşiktaş maçında oynayamaz. Beşiktaş'ın penaltısı verilmez hatta Cenk'e kart bile verilir. Adamın kaval kemiğine tabanıyla bastığı için hani yani! Dzeko da çok profesyonel ayağını soktu, aldı. Aynı penaltıyı Fenerbahçe'nin aleyhine versen ne olur, öyle düşünmek lazım.