Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Hem benden, hem de Kürtler'den özür dilemelisiniz!

Hatırlarsanız, bundan tam 1 hafta önce Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın da aralarında bulunduğu bir heyetle Türklerin yoğunlukla yaşadığı Batı Trakya'ya bir seyahat gerçekleştirdik. Gümülcine şehri ve civarına yaptığımız seyahate dair izlenimlerimi, "Ne farkı var Gümülcine'deki soydaşın Diyarbakırlı'dan?" başlıklı bir yazıda siz değerli okurlarımla paylaştım. (http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ yukselir/2011/05/25/nefarki- var-gumulcinedeki-soydasin- diyarbakirlidan)
Ama gelin görün ki tamamen iyi niyet çerçevesinde ve objektif bir gözle kaleme aldığım bu yazı başıma fena halde bela oldu.
Şaka gibi ama söz konusu yazıdan dolayı günlerdir bölge halkı tarafından ağza alınmayacak hakaret ve küfürlerle adeta taciz ediliyorum sevgili okurlarım.
Ayrıca, Batı Trakya Türkleri'nin temsilcisi olduğu iddia edilen bir dernek tarafından da yazıdan dolayı özür dilememem halinde mahkemeye verilmekle tehdit ediliyorum.
Şaşkınım... Hem de çok.
Çünkü siz de yeniden okuduğunuzda göreceksiniz, o yazıda ne bölge halkına karşı hakaretamiz bir söz kullandım, ne de onları rencide edecek herhangi bir ifade!
Aksine, Yunanistan'ın AB'ye girene kadar Batı Trakya Bölgesi halkına nasıl eziyet ettiğini, bölgenin Yunanistan'ın batısına göre hiç gelişmediğini, Yunan hükümetleri tarafından yıllar yılı ihmal edilen bölgenin son ekonomik krizle birlikte iyice yoksullaştığını anlatmaya çalıştım.
Peki bendeniz bütün bu iyi niyetli çabalarıma rağmen neden günlerdir bazı kendini bilmezler tarafından hakarete ve küfre maruz bırakılıyorum?
Söyleyeyim efendim...
Çünkü onların yaşadığı acılardan yola çıkıp, meseleyi Kürt Meselesi'ne bağlamışım da yazımda ondan!
Bir insanı dilinden, kimliğinden, dininden dolayı aşağılamanın tam bir insanlık ayıbı ve suçu olduğunu söylemişim de ondan!
"Irkçılık ırkçılıktır ve nerede olursa olsun, ister Yunanistan'ın Gümülcine'sinde isterse Türkiye'nin Diyarbakır'ında olsun, ayıptır, günahtır ve suçtur" demişim de ondan!
"Batı Trakyalılara Yunanlılar tarafından yapılanın, geçmişte bizim Kürtlere yaptıklarımızdan çok farklı değil!" deyip, "Ne farkı var Gümülcine'deki soydaşın Diyarbakırlıdan?" şeklinde bir sual yöneltmişim de ondan!
Yani muhteremlerin adlarını Kürtlerle yan yana anmışım da ondan!
Şimdi kalkıp size bir kısım kendini bilmez, densiz ve dengesiz zavallının gerek şahsıma, gerekse Kürt yurttaşlarımıza dair ettiği hakaretlerin, küfürlerin içeriğinden bahsetmeyeceğim bu köşede.
Zira birçoğu buraya yazılacak türden değil.
Aranızda merak edenleriniz varsa girip baksın www.sabah.com.tr 'deki facebook sayfama...
Bazı yorumlar inanın akıllara ziyan...
Hele bir tanesi var ki!
Murat Ametoğlu adlı vatandaş, utanmadan 67 yaşındaki anacığımı da karıştırmış işin içine.
Terbiyesiz adam. (O sözleri aynen sana iade ediyorum da demiyorum çünkü hiçbir şeyden haberi olmayan anacığına senin yaptığın saygısızlığı yapmak istemiyorum!)
Son sözüm benden özür dilememi isteyen Batı Trakyalı Türklere. Kusura bakmayın ama o özrü dileyecek olan ben değil, bilakis sizsiniz! Hem de derhal! Bunun iki nedeni var. Birincisi, aranızdan bazılarının hem şahsıma, hem de aileme ettiği küfür ve hakaretlerden dolayıdır. İkincisi ise gerek gönderdiğiniz e-postalarda, gerekse internetteki yorumlarınızda yaptığınız ırkçılık ve kafatasçılıktan dolayıdır! Biraz daha ileri gider, bu hakaret ve küfür bombardımanını durdurmaz iseniz, emin olun ben sizi mahkemeye vereceğim. Gerekirse AİHM'ye şikâyet edeceğim. Irkçılığın, şovenizmin ve kafatasçılığın nasıl bir insanlık suçu, ayıbı ve utancı olduğunu Avrupalı hâkimlerin yüzünüze bakarak okumasını sağlayacağım! Anlaşıldı mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA