Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Kılıçdaroğlu'nuz ile benim mezhebim aynı değil!

Başbakan, miting meydanlarında Kılıçdaroğlu'nun Alevi kökenine vurgu yapıp, "Bu adam Alevilerin eline, beline, diline sahip ol felsefesine aykırı hareket ediyor" falan deyip alabildiğine saydırınca benim gazetedeki e-posta kutum dolup dolup boşalıyor.
"Sen artık Alevi değilsin. Sen yalaka bir düşkünsün Sevilay! Kılıçdaroğlu'nun Aleviliğinden dem vurup, mezhebine hakaret eden adamın karşısında hâlâ susuyorsun!" diye saçmalayanlar. "Çok sevdiğin ve destek verdiğin Başbakanın Alevilik üzerinden siyaset yapıyor. Bunu görmezden geliyorsun ya! Allah senin gibi Alevinin belasını versin! Hadi yürü git şimdi" şeklinde hakaret edenler falan...
Öncelikle Başbakan Erdoğan'ın, epeyce bir zamandır Kılıçdaroğlu'nun Alevi kökleri üzerine siyaset yapıyor olmasının bendeki karşılığına bir cevap vereyim.
Hiç hoşuma gitmiyor. Hem de hiç! Hele hele Başbakan bu argümanı her dile getirdiğinde meydandaki o kalabalık yuh çekiyor ya!
İşte o zaman çileden çıkıyorum.
Çünkü benim dünyamda o kök, bu kök falan diye bir şey yoktur kardeşim!
İster Alevi, ister Sünni, ister Süryani, isterse Ermeni, Türk, Kürt, Çerkez ya da Gürcü olsun...
Farketmez! Kök üzerinden siyaset yapılmasından, meydanlardan birilerinin köklerine vurgu yapılmasından gerçekten hiç hoşlanmıyorum!
Bence Başbakan'ın bu söylemden artık gerçekten uzak durması gerekiyor.
Kılıçdaroğlu ile olan hesabını onun Aleviliği üzerinden filan görmemesi gerekiyor.
Başbakan'ın Alevilere karşı bir kini ya da nefreti olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Bilakis Alevilerin kendisine ve genel başkanı olduğu partisine olan keskin önyargıyı ve antipatikliği kırmak için de bayağı bir çabaladığını biliyorum.
AKP'nin TV'lerde dönen son reklamı müthiş bir reklam. Türkiye'nin renklerine, değerlerine, çeşitliliğine öyle bir dokunuyor ki, insan ister istemez ayağa fırlayıp, "Bu ya! Bu!" falan diyesi geliyor. İzleyen her insanı derinden duygulandırıyor.
İşte ben Başbakan'ın her zaman partisinin son reklamındaki o dili kullanmasını istiyorum.
Ez cümle Başbakan'ın bu konuda yani Alevilik konusunda biraz hassas olması gerekiyor. Ve bilmesi gerekiyor ki, Kılıçdaroğlu ile ilgili yaptığı her Alevilik vurgusunda meydanlardan gelen yuh sesleri ile sadece CHP'li olanları değil, bu ülkenin bütün Alevilerini incitiyor.
Ayrıca Başbakan bu ifadeleri ile sadece Alevileri değil, bu ülkenin bütün aydınlarını, demokratlarını ve liberallerini de kendinden soğutuyor.
Bakın ben 'Alevi' olmasam da bu tablo karşısında düşüncelerim, duygularım bu yönde olurdu.
Çünkü dedim ya yukarıda da; "Benim için sadece insan vardır. Kökleri bilmem ne insan kavramı falan yoktur!"
Biz 12 Eylül'de bu kökler üzerinden siyasetin acısını epeyce yaşadık. İşte onun için yani o dönem Maraş, Çorum, Malatya'da yaşanan akıl almaz sokak kavgalarının ve akıtılan kanların sorumlusunun o günün siyasilerinin kökler üzerine yaptıkları siyasetler olduğunu bildiğim için yazıyorum bu satırları.
Şimdi gelelim sırf Alevi olduğumu açık açık beyan ettiğim için fütursuzca şahsıma ağzına geleni sayan sözüm ona Alevilere...
Sizde hakikaten edep yok kardeşim! Siz kim oluyorsunuz da beni kafanıza göre düşkün ilan edip, aşağılamaya falan kalkıyorsunuz. Pardon ama Alevi olmanın şartları arasına ne zamandan beri CHP'li olmak şartı da getirilmiştir?
Değilim tamam mı?
Ben CHP'li falan değilim kardeşim.
Bir kere şunu bilin ki, zamanında, "Nihayet partiyi sosyal demokratlara emanet edecek bir adam çıktı" düşüncesiyle, o koltuğa otursun diye canhıraş desteklediğim Kılıçdaroğlu'nuzun benim politik dünyamda yeri yok!
Çünkü o Kılıçdaroğlu'nuz bana iftira atan, kadınlığımla, namusumla oynamaya kalkan çeteyle işbirliği yaptı bir dönem ve kalkıp, "Kaya gibidirler maşallah. Sonuna kadar Arkalarındayım" dedi.
Daha da beteri, o olaylar patlak verdiğinde bu yöndeki serzenişlerimi kendilerine ilettiğimde telefon görüşmemizde, "Sevilay sana yapılanları okudum. Biliyorum. Ama yerinde olsam, bütün bunlara rağmen onlara sahip çıkardım! Ve çıkar derdim ki; 'Evet Soner Yalçın ve Oda TV'si şerefime haysiyetime namusuma saldırdı ama buna rağmen ben bu arkadaşların gözaltına alınmasını içime sindiremiyorum bir meslektaş olarak'. İnan o zaman itibarın bin kat daha artardı!" dedi utanmadan!
İşte sizin Kılıçdaroğlu'nuz benim için o telefon konuşmasından sonra bitti kardeşim.
Çünkü benim mezhebim onun o gösterdiği yolda hareket edecek kadar geniş değil! Hafif değil! Evet ben bir Alevi'yim...
Peki ama böyle bir düşünce tarzına sahip olan bir insan Alevi olabilir mi?
Kimse kusura bakmasın ama olamaz!
Not: Beni, aylardır içimi acıttığı halde, utancımdan kaleme almadığım bu diyalogu da yazmak zorunda da bıraktınız ya! Helal olsun size valla!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA