Çubuk'taki şehit cenazesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırıyla ilgili yargılanan 36 sanık hakim karşısına çıktı. Sanık İrfan Topal, Kılıçdaroğlu'nun HDP ile yaptığı işbirliğinin zoruna gittiğini buna tepki gösterdiğini belirtirken sanıklardan biri de "Anayasal protesto hakkımı kullandım" dedi.
CHP Kemal Kılıçdaroğlu'na şehit cenazesinde saldırı
Şehit Piyade Sözleşmeli Er Yener Kırıkçı'nın 21 Nisan 2019'da Çubuk'un Akkuzulu Mahallesi'ndeki Yeni Cami'de düzenlenen cenaze törenine katılan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yönelik protestolarla başlayan olayların devamında, sözlü ve fiili saldırıda bulunduğu belirtilen 36 sanık Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesinde ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya sanıklar ve avukatları ile Kılıçdaroğlu ve diğer müştekilerin avukatları katıldı. Birçok CHP yöneticisi ve milletvekili de duruşmayı takip etti. Duruşmada savunması alınan ilk sanık, Kılıçdaroğlu'na yumruk attığı belirtilen Osman Sarıgün oldu. Suçlamayı reddeden Sarıgün'e mahkeme başkanı, soruşturma aşamasındaki ifadesinde Kılıçdaroğlu'ndan özür dilediğini hatırlatarak savunmasının doğru olup olmadığını sordu. Sarıgün "Karakolda verdiğim ifade, ifademdir. Olayın üzerinden çok zaman geçti, hatırlamıyorum. Kemal Kılıçdaroğlu'ndan özür dilediğim doğrudur" dedi. Sanık avukatı Muhammed Bayram, müvekkilinin olay sırasında hedef gözetmediğini, bu nedenle olayın "kasten yaralama" değil, "taksirle yaralama" kapsamında kaldığını kaydetti. Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik ise sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilemeyeceğini söyledi.
"HDP İLE YAPTIĞI İŞBİRLİĞİ ZORUMA GİTTİ"
Sanık İrfan Topal, bir arkadaşının Diyarbakır'da geçmişte şehit olduğunu anlatarak, "Kılıçdaroğlu'nun HDP ile yaptığı iş birliği zoruma gitti. Orada 20 bin kişi vardı. Herkes yuhaladı. Alana girdiğinde yuhalama başladı. Herhangi bir art niyetimiz yoktu" dedi. Sanık Ayşe Ortapınar, kadın olarak birçok erkeğin arasında kaldığı sırada elindeki seccadeyi savurduğunu anlatarak, "Hiçbir kastım yoktu. Kılıçdaroğlu'na şahsi bir şeyim yoktur. O anki can havliyle yaptığım bir etkiydi. Binlerce erkeğin içinde kalınca savurmuş olabilirim. Güvenliğe gelmiş olabilir. Özür diliyorum. Severim ya da sevmem o benim içimde olan bir şeydir. O da bir parti başkanıdır" savunmasını yaptı.
Sanıklardan Yusuf Bedava ise cenazesi olan şehitle teyze çocukları olduğunu belirterek, "Benim yerimde siz olsanız ne yaparsınız?" diye sordu.
Yerden aldığı toprak parçasını Kılıçdaroğlu'na doğru atmakla suçlanan Bedava, "Yaralayıcı bir şey değildi. Kılıçdaroğlu'na gelmedi." dedi. Sanık Salih Ateşyürekli, de olay sırasında Kılıçdaroğlu'na "Kandil'e git" diye bağırdığını kabul etti ancak fiili bir saldırıda bulunmadığını, taş atmadığını anlattı. Ateşyürekli, "Pişmanım. Keşke o cenazeye gitmeseydim. Burada olmamın tek sebebi bayrak ve vatan aşkıdır." dedi.
Sanıklardan Sami Şekerci, Kılıçdaroğlu alana girdiğinde tepki olduğuna değinerek, "2 ay önce seçime girmişti, bizim köyden 3 şehit var. Milliyetçi olarak kanıma dokundu. 'Yazıklar olsun. PKK ile işbirliği yaptın. Utanmadan nasıl geliyorsun' dedim." şeklinde savunma yaptı.
"ANAYASAL HAKKIMI KULLANDIM"
Sanık Koray Demirel ise 15 Temmuz gazisi olduğunu anlatarak başladığı savunmasında Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz için "tiyatro" dediğini hatırlattı.
Demirel, "Ben taş atmadım. Anayasal hakkım olan protesto hakkımı kullandığım doğrudur. Cenazeye sonradan katılmıştır. Esas tahrik eden habersizce şehit cenazesine gelen Kılıçdaroğlu'dur." ifadelerini kullandı.