Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Hafife alma devri geçsin artık!

Önce şunu söyleyeyim...
"Sade insan"ları, milletleri, coğrafyaları ciddiye alan herkesi yavaş yavaş politikadan tasfiye etmeye çalışacaklar...
Uzun yolun yarısını kat ettiler bile...
Politika bir "sahne" olsun, illüzyon gösterisi olsun, zihinleri dağıtan bir santrifüj işlevi görsün istiyorlar.
Önce bunu not edip esas konuya noktaya gelelim...

***

Çocukken babasından fiziksel eziyet gören, futbolu ve müzisyenliği yarım bırakan, Katolik olarak yetiştiğini söyleyen ama sürekli Papa'ya küfreden bir adam...
Önce ekonomi hocası olmuş, sonra TV'lere ekonomi yorumcusu diye çıkmaya başlamış...
Hoplayıp zıplayarak yorum yapması dikkat çekmiş ve bir gün kendini politikacı olarak bulmuş.
Şimdi Arjantin Devlet Başkanı...
Javier Milei'den söz ediyorum.
Lakaplarından biri "deli", duymuşsunuzdur.
Nasılsa Arjantin size çok uzak geliyor diye aldırmıyorsunuz, biliyorum.
Ama Milei'nin geçen hafta İsrail'de ağlama duvarında ağlayarak "Yahudi olacağım" demesine; "Artık mesihi getirmeliyiz, Aksa yıkılsın, Süleyman Mabedi inşa edilsin" deyişine de gülüp geçecekseniz...
Olanlar ve olacaklardan hiçbir şey anlamıyorsunuz, demektir.

***

Gülüp geçerek hafife almak dedim ya...
Aşırı öfkelenip olanlara kör olmak da aynı sopanın diğer ucu...
Mısır'da Sisi darbesi hepimize şok yaşatmıştı...
Hatırlayın, öyle öfkelendik ki, Sisi'deki gevşekliği, bulaşık gülümsemesinin ardındakileri kavrayamadık.
Kim getirdi onu oraya?
Nasıl oldu da Sisi'den sonra Ortadoğu'da her şey değişiverdi.
Bugün ne durumda?
Duruşu değişti mi?
Bunların hepsini baştan ele almak gerekiyor.

***

Şunu da hatırlayın...
Netanyahu'nun Gazze soykırımına başlarken kutsal kitapları Tanah'tan Yeşaya kehanetini dile getirmesine de şöyle bir baktık, geçtik...
Yeşaya'da "Her Şeye Egemen RAB'bin tasarısını kim boşa çıkarabilir? Kalkmış durumdaki elini kim indirebilir?" yazıyor.
Sonra konuşuyoruz; bir uzlaşma yolu yok mu; ateşkes olsa, barış olur mu, İsrail her uzlaşma teklifini reddediyor, neden?
Kabul edelim ki...
Konuşmadığımız, dert etmediğimiz, öğrenmeye yanaşmadığımız ne çok şey işte şimdi kapımızı zorluyor!

***


NOT DEFTERİ
"Bizi anlasınlar!" diye bakıyoruz gözlerine... "Anlarlarsa, üstümüzden atarız bu yorgunluğu, güven gelir içimize belki..." diyoruz. (KEMAL TAHİR / Yorgun Savaşçı)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA