Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜNYAMİN BEZCİ

Kılıçdaroğlu’nun Adaylığını Kimler İstemiyor?

Kemal Kılıçdaroğlu masa kurulduğundan beri aslında kurduğu masanın doğal adayıdır. Masa, 2018 seçimlerinden alınan dersle adaylık pazarlıklarını son ana bırakmamak ve uzun sürecek ilke ve makam müzakerelerine fırsat tanımak adına bizzat Kılıçdaroğlu tarafından kuruldu. Masaya oturanlar adaylık söz konusu olduğunda Kılıçdaroğlu'nun kendisini gündeme getireceğini baştan bilmiyor değillerdi ama bazıları engellenebileceğini düşünmüş olabilir. Gelinen noktada Kılıçdaroğlu henüz adaylığını masaya kabul ettirememiş olsa da Cumhurbaşkanlığına adaydır. Bu yazının konusu da kimlerin Kılıçdaroğlu'nun adaylığını istemediği üzerinedir. Tabii ki bu yazı aktörlerden ziyade yapısal analize dayanmaktadır. Yoksa bireysel olarak kimsenin niyetini okumak mümkün değildir.

Kılıçdaroğlu'nun adaylığı önündeki en önemli engelin İyi Parti olduğu da giderek netleşmektedir. Öncelikle İyi Parti'nin konumu masadaki pazarlıklardan daha çok pay almak değildir. İyi Parti asıl olarak masada CHP'nin yerine göz dikmiştir. Akşener'in ana muhalefet olma hedefi güderek siyaset yaptığı da aşikardır. İyi Parti'nin stratejisi söylemsel olarak HDP'ye yaklaşan CHP üst yönetiminin ürküttüğü milliyetçi Kemalistleri çekebilmek üzerinedir. Konu sadece CHP tabanına dönük siyaset olsaydı aslında Kılıçdaroğlu'nun adaylığı sorun olmazdı. İyi Parti stratejisi biraz daha katmanlıdır. Diğer taraftan da CHP içinde olmayacak dualara amin diyerek karmaşa yaratmak ve partinin enerjisini düşürmeye çalışmaktadır. Zira siyaset sadece en iyisi olarak ya da en çoğunu vaat ederek değil, rakibinin dikkatini de dağıtarak yapılmaktadır. Kılıçdaroğlu hakkında "kazanamayacak aday" etiketini oluşturan da onun etnik kimliğine vurgu yapan da İyi Parti olmuştur. Dahası CHP içinde adaylık heveslerini kabartan da yine İyi Parti'dir.

İyi Parti'nin Kılıçdaroğlu'na karşıtlığının nedenlerinden biri bizatihi CHP'nin ana muhalefet konumuna göz dikmesi ise diğeri de fırsat oluştuğunda Akşener'i aday yaparak ikinci tura kalan oyu yakalamak istemektedir. Siyaset arenasında iktidarın kaybettiğini düşünmekten mülhem bir kaos ortamının muhalefet için yeni fırsatlar yaratacağını düşünenler bu ortamdan en fazla yararlananın siyasette kalıcı olma imkanını yakalayacağına ve bir sıçrama yapacağına inanmaktadır. İyi Parti'nin siyasi hevesi bir taraftan CHP'den ürkenlere kucak açarken diğer taraftan da iktidardan kaçanlara yurt olmaktır. Bu nedenle aslında masanın sadece CHP tarafını değil, iktidardan koparak partileşen Deva ve Gelecek partilerinin payını da arzulamaktadır. Velev ki bu seçimde istediği oranda gerçekleşmese bile bir sonraki seçimde bu seçimdeki olası büyüklükleri doğal olarak yeni toplumsal kesimleri partiye çekecektir diye düşünmekteler.

Kılıçdaroğlu'nun adaylığını istemeyen bir diğer kesim de açıkça görüldüğü gibi Ekrem İmamoğlu'nun ekibidir. Üç yıllık belediye başkanlığı performansı işleri kolaylaştırmasa da popülerlik endeksi halen İmamoğlu'nu adaylık oyununun içinde tutmaktadır. Parti üst yönetiminin gençliğini vurgulayarak İmamoğlu'nun hırslarını soğutmaya çalışmasının kabul göreceğini düşünmek zordur. İmamoğlu, son ana kadar gelecekteki olası hamleleri düşünmeden bugünkü fırsatını kullanmaya çalışacaktır. Zira İmamoğlu da biliyor ki popülerlik performansla desteklenmedikçe yeni fırsatların ortaya çıkması kolay olmayacaktır. Dahası referanslarının güçlü olması performans olmadan işe de yaramayacaktır. Aday olma arzusunu açıkça dile getirse de İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'nun açıklamadığı ve destek vermediği bir adaylık macerasına girmeye de niyetli gözükmemektedir.

Bir diğer belediye başkanı olarak Mansur Yavaş ise masanın kendisine görev verme potansiyelini başkanlığının gelecek dönemi için de garanti saymaktadır. Masanın uzlaşamadığı alanda sessiz kurtarıcı olarak kendini yedeklemiş gibi durmaktadır. İyi Parti'nin Ankara belediye başkanlığı adaylığını reddeden biri olarak aynı teklifin Cumhurbaşkanlığı adaylığı olarak da geldiğinde kabul etmeyeceği açıktır. Yavaş için tek seçenek uzlaşamayan masanın kendisine razı olmasıdır. Fakat adaylık olmasa da olacak bir durumdur. Nihayetinde adının bu kadar olumlu anılması belediye başkanlığı adaylığının ikinci dönemini de garanti etmektedir.

Kılıçdaroğlu'nu istemeyenler sadece siyasi arenadan değildir. Geniş bir entelektüel kesim de Kılıçdaroğlu'nun adaylığını kazanamayacak olmasından dolayı riskli görmektedir. Onlar için masa dışından daha rasyonel bir aday kaçınılmazdır. Ekonomiden anlayan, ülkeyi parlamenter sisteme döndürecek ve muhalefeti de yönlendirebilecek bir karizmaya sahip olan aday arzu edilmektedir. Fakat siyasetin iç dinamiklerinin bu kadar rasyonel işlemediği de ortadadır.

Adaylığa muhalif olan bir başka kesim de siyaseti göreli olarak entelektüellerden daha iyi süzebilen muhalif medya içindedir. Onlar için Kılıçdaroğlu kaybettiği seçimlerle iktidarı yakalayabilecek bir aday değildir. Adaylıkta diretmesi bir çuval inciri berbat edecektir. Yirmi yıldan sonra yakalanan en büyük iktidar fırsatını CHP üst yönetiminin iktidarda kalma hırsı yok edecektir. Bir anlamda CHP yine kendi parti içi hesaplarını seçim kazanmaya öncelemektedir. Bu nedenle bir an önce adaylığını neredeyse ilan eden Kılıçdaroğlu için onurlu bir çıkış yolu bulunmalıdır. Bu nedenle zaman zaman aday olmasa da adayı belirleyenin Kılıçdaroğlu olacağının medyada vurgulanması siyasetin arka kapısını aralık bırakma gayretindendir.

Kılıçdaroğlu'nun adaylığı hakkında herhalde en yıkıcı muhalefetlerden birini muhalefet için çalışan bazı kamuoyu şirketleri yapmaktadır. Masanın siyasi söylemdeki üstünlüğünü kaybetmeye başladığını en iyi onlar ölçmektedir. Kamuoyunun popüler nabzını tutanların Kılıçdaroğlu'nun adaylığına sıcak bakmadıkları genel olarak görülmektedir. Kamuoyu şirketlerinin önemli bir bölümü aynı zamanda seçim kampanyası hizmeti de verdiklerinden siyasi olarak daha kolay pazarlanabilir bir aday istemektedir. Şirketler için Kılıçdaroğlu, imkansız ve umutsuz olmasa da zor adaydır.

Belki diğerleri kadar etkili olmasa da Kılıçdaroğlu'nun adaylığını istemeyen diğer bir kesim de CHP'de pasifleştirilmiş ya da partiden ayrılmış olanlardan gelmektedir. Baykal'a ziyaret bu kesime bir mesajdı. Böylelikle Aslı Baykal başta olmak üzere Baykal'a yakın eski siyasilerin etkisi de kırılmaya çalışılmıştır. Memleket Partisi gibi CHP ile aynı çizgideki partilerin masaya yaklaştırılmaması da Kılıçdaroğlu'nun adaylığının içerden tartışılmasını engelleme isteğinden beslenmektedir. Dikkat edilirse adaylığı tartışılan belediye başkanları da zaten partiye eklemlenenlerdendir. Çok da içerden olmadıkları ortadadır.

Partinin üst yönetiminin Kılıçdaroğlu'nun adaylığını arzuladığı ortada olsa da parti örgütleri ve belediye başkanları çoğu zaman sessiz ya da tarafsız kalmaktadır. Partinin danışmanlarından birinin Kemalist bir partide Türk bayraklarını kaldırtarak yayın yapmasına bile ses çıkarılmıyorsa bu biraz da yaklaşan seçimlerde listede kalmak için suskunluğun tercih edilmesindendir. Bu nedenle örgütün Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusunda ne kadar gönülden destek verdiğini bilmek kolay değildir.

Unutulmamalıdır ki Kılıçdaroğlu, kendi adaylığını istemeyenlere rağmen aday olabilecek siyasi güce de sahiptir. Bu siyasi gücünü masaya kabul ettiremese de kendi partisi için sıkıntı yaşamayacaktır. Fakat asıl sorun adaylıktan sonra başlayacaktır. Yukarıda sayılan siyasi grupların çoğunun Kılıçdaroğlu'nun adaylığı ile birlikte enerjileri kırılacaktır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı için seçim sathında gayretleri azalacaktır. Birbirlerini engellemeleri söz konusu olmasa da diğeri için çalışma isteği de minimize olacaktır. Masanın adayının otomatik olarak kazanacağının garantisi yoksa Kılıçdaroğlu'nun adaylığı özel bir heyecan ve güç oluşturacak gibi gözükmemektedir. Nihayetinde Kılıçdaroğlu'nun adaylığı CHP açısından seçimi değil, geleneksel olarak parti içi iktidarı öncelemenin kanıtı olacaktır. CHP'nin kurultay partisi mi yoksa iktidar partisi mi olduğuna aslında adaylığın belirlenmesindeki performansı ışık tutacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA