Gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Metin Sever ile birlikte pazartesi sabahı düştük Mardin yollarına. Önümüzdeki hafta içinde Mardin'deki seçim atmosferine dair edindiğimiz izlenimleri sizlerle paylaşacağız. Ancak ben bugün bir fotoğraf sunmak istiyorum dikkatinize. Önceki akşam şehrin en nezih mekânlarından biri olan Cercis Murat Konağı'nda yemekteydik. Seçimlere dair mekânda bulunanların yorumunu almak işimizin bir parçası olduğu için zaman zaman diğer masalara sarkma anlarımızın bir yerinde çok ilginç bir fotoğraf yakaladık. Sevgili okurlarım. Fotoğrafta gördüğünüz bu masada bulunan kişilerin hemen hemen hepsi siyasetle yakından ilgili. Mesela aralarında biri AK Parti'ye gönül vermiş Arap kökenli Mardin'in eski belediye başkanı Abdülkadir Tutaşı. Bir diğeri CHP'nin 2. sıra adayı Mustafa Kemal Tuğmaner. Bir diğeri Süryani kökenli kuyumcu Hilal Yaşlı (18 yaşında Hollanda'ya gitmiş okumak için. "Mardin'den uzak kalamam. Ben buralarda yaşayamam!" deyip dönmüş). Pos bıyıklı olan Barış ve Demokrasi Partisi'nin çılgın taraftarı Kürt kökenli Derviş Amak. Mekânın MHP'li sahibi Fatih Baybara.
Velhasıl... Anadolu'nun tam yansıması yani...
Masada her dilden sohbet.
Pür dikkat dinliyoruz Metin'le. Çünkü çok ilginç geliyor. Mesela Türkçe başlıyorlar, Arapça devam ettiriyorlar sohbeti. Sonra bir bakıyorsunuz Kürtçe şakalaşıyorlar falan. Birbirlerine seçimlerle ilgili espri üzerine espri patlatıyorlar...
Sert yapmıyorlar. Hödük hödük sataşmıyorlar.
"Vay sen neden kardeşim o partiye oy veriyorsun? O parti şu, bu" falan deyip birbirlerinin partileri hakkında gereksiz yere atıp tutmuyorlar. Anlayacağınız rengârenk bir masa...
İster istemez hayranlıkla izliyorsunuz o masada yaşananları.
Sanki o masanın kurulduğu topraklar Türkiye'ye ait falan değil.
Zannedersiniz ki o masa başka bir yerde. Başka bir ülkenin toprakları üzerinde...
Oysa o topraklar bizim içimizde...
Anadolu'nun en güneyinde.
Ama biz nedense o topraklarda yaşanan medeniyeti, insanlığı, barış yumağını değil, savaşı ve kavgaları görüyoruz hep.
Ve maalesef öyle gördükçe de birbirimizi gazlamaya ve birbirimizi kırmaya devam ediyoruz...
Yazık bize... Bu toprakların güzelliğine. Bu toprakların değerlerine...